Washington’da düzenlenen basın toplantısında Dışişleri Bakanı Blinken, Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu (USCIRF) tarafından hazırlanan yıllık raporu açıkladı. Blinken, dünya genelinde dini özgürlükler konusunda yaşanan ihlallere dikkat çekerek, “Dini özgürlük evrensel bir haktır ancak maalesef hala milyonlarca insan bu haktan mahrum bırakılmaktadır.” dedi.
Blinken, dünya genelindeki hükümetlerin bireyleri hedef almaya, ibadet yerlerini kapatmaya ve insanları dini inançları nedeniyle hapse atmaya devam ettiğini belirtti. Ayrıca, PEW Araştırma Merkezi’nin verilerine göre dini kısıtlamaların son yıllarda en yüksek seviyeye ulaştığına da vurgu yaptı.
Gazze’deki çatışmaların ardından antisemitizm ve İslamofobi gibi nefretin arttığını dile getiren Blinken, ABD’de de Müslüman ve Yahudi karşıtı nefret suçlarının arttığına işaret etti.
Avrupa’da dini kıyafetlere getirilen kamusal yasaklara da değinen Blinken, Fransa’nın Müslüman kadınların dini kıyafetlerine yönelik kısıtlamalarını örnek göstermedi ancak kısıtlamaların arttığını belirtti.
Hindistan ve Çin’deki Durum
Blinken’in yanı sıra ABD’nin uluslararası din özgürlüğünden sorumlu büyükelçisi Rashad Hussain de basın toplantısında yer aldı. Hussain, Hindistan ve Çin’deki dini baskı ve toplumsal şiddet olaylarına dikkat çekti.
Hindistan’da dini değişim karşıtı yasalardaki artışın endişe verici olduğunu belirten Blinken, Hristiyan ve Müslüman toplulukların dini kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığını söyledi. Hussain ise Myanmar ordusunun soykırım kampanyasında kullandığı taktiklerin halen devam ettiğini ifade etti.
Rapor ayrıca Çin hükümetinin Uygur Müslümanlara ve diğer azınlık gruplarına karşı işlediği insan hakları ihlallerine ve soykırıma değindi.